80. Yıl Ardahan Anadolu Lisesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

80. Yıl Ardahan Anadolu Lisesi

80. Yıl Ardahan Anadolu Lisesi buluşma noktası
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 NICIN NAMAZ KILALIM

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
''ZeYnO''
Yönetici
Yönetici
''ZeYnO''


Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 31/12/08
Yaş : 31
Nerden : aRdhN

NICIN NAMAZ KILALIM Empty
MesajKonu: NICIN NAMAZ KILALIM   NICIN NAMAZ KILALIM Icon_minitimeCuma Ocak 02, 2009 7:10 pm

Her insan,
hayatın coşkun denizinde, özellikle zorluk ve sıkıntı anlarında, kendi deruni
ıstırap ve kaygılarını yatıştırmak için sağlam bir manevi sığınağa ihtiyaç
duyar. Gerçek şu ki bu sığınak Allah’ı anmaktan başka bir şey olamaz.

Allah Teala
çöyle buyurur:

...Bilin ki, ancak
Allah’ı anmakla kalpler güvene kavuşur.(1)


Yüce Allah’ın
bizim ibadetimize hiçbir ihtiyacı yoktur; ama bizler, Allah’a ve onunla ilişki
vesilesi olan ibadet ve namaza muhtacız. Namaz, kul ile Yüce Allah arasında
sürekli bir irtibat vesilesidir. Zayıf ve güçsüz insanın, güçlü ve kadir olan
Allah Teala ile bu manevi ilişkisi, çeşitli zorluklar karşısında insana güç
verir. Hayatın zorluklarında şaşkınlığa uğramış insan, sadece Allah’a
yönelmekle huzura kavuşabilir ve namaz insanın Allah’a yönelmesini, O’na
bağlanmasını sağlar. Çünkü niyet, iftitah tekbiri, fatiha ve fatihadan sonra
bir surenin okunması, rüku, secde, teşehhüt, selam ve namazın diğer vacip ve şartları
insanın kalbini Allah’a yönlendirecek özelliğe sahiptir. Namaz kılan bir mümin,
her gece ve gündüz, beş defa bütün varlığıyla Allah’a yönelmektedir.

Bir pusulanın
denizdeki gemiye hedefe doğru kılavuzluk etmesi gibi namaz da mümini, sürekli
olarak, en yüce hedef olan lıkaullahh’a (Allah’a kavuşmaya) doğru kılavuzluk
etmekte ve onu yanlış yollara sapmaktan korumaktadır.

Resulullah (Allah’ın
salat ve selamı ona ve Ehl-i Beyt’in’e olsun) şöyle buyuruyor:

“Mümin
namaza başladığında, Allah Teala, namazı bitirinceye kadar lütuf ve merhamet
ile ona bakar ve o ilahi merhamet gölgesinde yer alır; onun etrafını göğün
ufuklarına kadar melekler sarar ve Yüce Allah bir meleği onun baş ucunda durup
şöyle demekle görevlendirir: Ey namaz kılan! Eğer kimin sana baktığını ve
kiminle raz-u niyaz ettiğini bilseydin, asla bu yerinden ayrılmazdın ve başka
bir şeye ilgi göstermezdin.”(2)

Başka bir
hadiste de şöyle yer almıştır:

“Eğer
namaz kılan Allah’ın azamet ve yüceliğinin ne derecede onu sardığını bilseydi,
başını secdeden kaldırmak istemezdi.”(3)


Sekizinci
İmamımız Rıza (a.s) namazın farz oluş hikmetini açıklarken şöyle buyurmuştur:

“Namaz,
kulun kendi Mevla ve yaratıcısını unutmayarak kendi haddini aşmaması için
gece-gündüz Allah Teala’yı anmasını sağlar. Allah’ı hatırlamak ve O’nun
huzurunda ibadet için kalkmak, insanin günaha düşmesine engel olur ve onu
çeşitli fesatlara düşmekten kurtarır.”(4)


Yine Resulullah
(Allah’ın salat ve selamı ona ve Ehl-i
Beyt’in’e olsun) namaz hakkında soran birisine şöyle buyurmuştur:

“Namaz
dinin hükümlerindendir; Yüce Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak vesilesi ve
peygamberlerin apaçık yollarındandır. Namaz kılan, melekler tarafından sevilir.
Namaz; hidayet, iman, marifet ve rızkının bol olmasına vücudunun sıhhatine
vesiledir. Namaz, şeytanı üzer ve kafirlere karşı da bir silahtır. Namaz,
duanın icabet olmasına ve diğer amellerin kabul olmasına vesile olur; namaz
müminin ahireti için bir azık, ölüm meleğine karşı şefaatçi, kabirde yoldaşı ve
sergisi, nekir ve münkerin kabirdeki sorularına karşı cevabı, kıyamet günü
namaz kılanın tacı, yüzünün nuru ve elbisesi, ateşe karşı korunağı Yüce Rabbine
karşı delili ve bedeninin ateşte yanmaktan koruyucusu, sırattan geçiş izni,
hurilerin mihri ve ebedi cennetin karşılığıdır. Kul, namaz ile yüce makamlara ulaşır;
çünkü namaz, Allah’ı her eksiklikten tenzih etmek, O’nun tekliğine şahadet
getirmek, O’na hamd etmek, tekbir getirmek O’nu övgüyle anmak, takdis etmek,
zikir ve dua etmektir. (5)

Namaz, Yüce
Allah’a karşı şükür etmektir. Allah’ın bize verdiği nimetleri saymak mümkün
değildir; bu nimetler karşısında namaz küçük bir teşekkür mesabesindedir.

Dördüncü
Masum İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) şöyle naklediyor:

Büyükbabam
Resulullah (s.a.a), çok ibadet eder ve namaz kılardı; namaz için ayakta
durmaktan ayakları şişmişti. Kendisine, “Senin geçmiş ve gelecek tüm
günahlarını Allah Teala, bağışlamış olmasına rağmen(6)
neden bu kadar kendini zorluğa düşürüyorsun?” denince, Resulullah, “Acaba ben
şükür eden bir kul olmayayım mı?” diye cevap verdi.(7)


Allah ibadet ve kulluğa layıktır. Hz. Ali
(a.s) kendi duasında şöyle diyor:

“Allah’ım
ben sana cehennemin azabının korkusundan veya cennete olan özentiden ibadet
etmiyorum. Seni kulluk edilemeye ve ibadet olunmaya layık bulmuşum; sana
ibadetim bu yüzdendir.(

Namaz kılmak erginlik çağına ulaşan akıl
sahibi her insana, tüm şartlarda farzdır. Hatta savaş meydanında savaş
halindeki bir kimsenin veya suda boğulmakta olan bir insanın bile namazı
belirlenen kısa şekilde yerine getirmesi gerekir.

Namazın dindeki
manevi önemi yüzünden din önderleri namazı dinin direği olarak nitelendirmiş ve
bilerek namaz kılmayanın, dinini tahrip ettiğini açıklamışlardır.(9)

İmam Cafer
Sadık (a.s)’dan Yüce Allah’a en güzel yakınlaşmak vesilesi nedir diye sorulunca
“Allah’ı tanımaktan sonra Allah’a yakın olmak için namazdan daha önemli bir şey
olduğunu bilmiyorum” demiştir.(10)

Yine buyurmuşlar ki:

“Hesap
anında her şeyden önce, kul namaz yönünden hesaba çekilecek; eğer namazı kabul
olursa, diğer amalleri de kabul olur; eğer namazı reddedilirse, diğer amelleri
de reddedilir.”(11)


İmam Cafer
Sadık (a.s) vefat zamanı yaklaşınca tüm akraba ve yakınlarını çağırarak onlara
şöyle demiştir:

“Bizim
şefaatimiz, namaza önem vermeyen kimseye ulaşmaz.”(12)

Namaz, Hz
Muhammed’in (
Allah’ın salat ve selamı ona ve Ehl-i Beyt’in’e olsun)
peygamberlikle görevlendirildiği ilk günlerden itibaren, teşri edilen hükümler
arasındadır. Peygamber Hz. Hatice ve o zaman on yaşında olan Ali (a.s) ile
birlikte müşriklerin çeşitli eziyetlerine aldırmayarak, Kabe’nin etrafında bu
ilahi farizayı yerine getiriyorlardı.

Kur’an-ı
Kerim’de namaza çok önem verilmiştir. Kur’an’da, on dört yerde hakkınca
namazı yerine getirin, ayakta tutun anlamına gelen ekimu veya ekimne
tabirleri ve beş yerde namazı
ayakta tut anlamına gelen ekim
tabiri yer almıştır. Bir çok ayette de Akame yukımu, yukımune ve
mukimin tabirleriyle namazı hakkınca yerine getiren müminlerden söz
edilmiş ve övülmüşlerdir.

Bazı ayetlerde
namazı hakkınca kılanlardan manevi ticaretlerinde asla zarara uğramayanlar
olarak söz edilmiş.(13) Ve bir ayette de müminlerin, sadece namaz
kılan zekat veren ve ahirete yakinleri olan kimseler oldukları açıklanmıştır.(14)

Taif Şehrinin
halkı İslam’a girmeleri için bazı koşullar öne sürmüş ve bu koşullar arasında
namazın kendilerine farz olmaması talebinde bulunmuşlardı; Peygamber onlara
verdiği cevapta: “Ama namaz ile ilgili koşulunuza gelince, namazsız bir dinin
hayrı yoktur” diye buyurmuştur.(15)

Namazı terk
etmek büyük bir günahtır ve insanın dini yönden tamamen düşüşüne ve cehennem
azabına duçar olmasına sebep olur.

Allah Teala,
Kuran-ı Kerim’de buyuruyor ki, Ahirette bazı suçlulara şöyle sorarlar:

“Sizi cehenneme düşüren nedir? Onlar
şöyle derler: ‘Biz namaz kılanlardan değildik...”(16)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
NICIN NAMAZ KILALIM
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
80. Yıl Ardahan Anadolu Lisesi :: .::Dini Bölüm::. :: Namaz-
Buraya geçin: